Dororo

Japonya'nın Savaşan Devletler Çağı'nda Lord Daigo Kagemitsu topraklarının refahı için doğmamış oğlunu sunarak 12 iblisle anlaşma imzalar. Yıllar sonra genç hırsız Dororo bir hortlağın saldırısına uğrar ama neredeyse vücut parçalarının tamamı protez olan gizemli bir oğlan tarafından kurtarılır.

Dororo ve Hyakkimaru bir köye gelir ve köyün muhtarı Lady Bandai'nin karşısına çıkarılırlar. Ancak Hyakkimaru'nun anlaşılmaz bir şekilde Lady Bandai'nin karşısında kılıcını çekmesi onun ve Dororo'nun köy sakinleri taradından bir depoya kilitlenmesine yol açar. Görünüşe göre orada hapsolan sadece onlar değildir...

Jukai savaşta uzuvlarını kaybedenlere protez kol ve bacak takmak için seyahat eden bir doktordur. Bir gün nehir kenarında çoğu uzvu olmayan bir bebek bulur. "Hyakkimaru" adını verdiği bu çocuğu yetiştirmeye karar verir. Jukai çocuğa protez ayarlar ama Hyakkimaru'nun kendi uzuvlarını bulmak için yola çıkma zamanı gelmiştir.

Dororo ve Hyakkimaru, içinde bir iblisin yaşadığı lanetli bir kılıç kuşanan Katil Tanosuke ile karşılaşırlar. Hyakkimaru Tanosuke'yi yenmeyi zar zor başarsa da iblis kılıcı Dororo'nun eline düşer ve onu kontrol altına almaya başlar.

Alışılmadık "sesler" dünyasına uyum sağlamaya çalışan Hyakkimaru bir hortlakla olan kavgasında yaralanır. Savaş yüzünden öksüz kalan çocuklara bakan Mio adındaki bir kız tarafından alınıp tedavi edilir. Ama yakınlardaki bir iblisi fark eden Hyakkimaru tamamen iyileşmeden önce onunla savaşmak için dışarı çıkar.

Hyakkimaru bir iblisle savaşırken sesini geri kazanır ama bacağını kaybeder. Yaralarının iyileşmesi için yıkık tapınağa döndükten sonra iblisle tekrar yüzleşmek için yola çıkar. Bu sırada Mio ve çocuklar tapınakta bekler ama...

Örümceğe benzeyen hortlak Jorogumo, Hyakkimaru tarafından yaralanır. Kendini iyileştirmek için kadına dönüşür ve Yajiro adındaki genç adamın misafirperverliğinden faydalanır. Jorogumo'yu ellerinden kaçıran Dororo ve Hyakkimaru, kaldıkları köyde bir fidyecinin serbest dolaştığını duyar.

Bir köyle siyah bulutlarla gizlenmiş dev kırkayak iblisini tatmin etmek için genç kızlar kurban töreninde sunulur. Hyakkimaru ve Dororo, ablası kurban edilmiş Saru ile güçlerini birleştirerek birlikte iblisle yüzleşirler.

Dororo'nun ateşi çıkar. Ateşin etkisiyle sersemleyen Dororo, kırmızı örümcek zambaklarını görünce anne ve babası Hibukuro ve Ojiya ile geçirdiği eski günleri hatırlar.

Daigo'nun topraklarındaki bir köyün yakınındaki bir gölde yaşayan hortlak terör estirmektedir. Tahomaru, Hyogo ve Mutsu'nun yardımıyla hortlağı yok etmek için gönüllü olur.

Lord Daigo'nun topraklarına girdikten sonra Dororo ve Hyakkimaru, bir zamanlar sınırda duran bir kalenin son kalıntısı olan dev duvar Banmon ile ilgili hikâyeler duyar. Hyakkimaru, duvara musallat olan tilki iblisiyle savaşmak için hazırlık yapar.

Kendi oğlunu iblislere sunan Kagemitsu. Uzuvlarını geri almaya çalışan Hyakkimaru. Sanki kaderin bir cilvesi gibi karşı karşıya gelirler.

Daigo’nun bölgesinden ayrılmasının ardından Dororo, bilgelik tanrılarından biri olan Fudo’nun bir heykelini bulur. Fakat heykel, aslında kendine uygun bir yüz bulmak için insanların yüzlerini toplayan bir iblistir.

Dororo ve Hyakkimaru terk edilmiş, yanmış bir tapınağa rast gelir ve orada, o bölgeyi yöneten Sabame adındaki bir adamla tanışırlar. Sabame onları evine davet eder ve yanan tapınakla, oraya musallat olan hayaletin hikâyesini anlatır ama Dororo ve Hyakkimaru doğruyu söylediğinden şüphe eder.

Sabame, yönettiği köyü korumak için insanları iblislere yedirmektedir. Hyakkimaru bir kez daha iblis güvelerle yüzleşirken Dororo da depoda mahsur kalır.

Dororo, Itachi tarafından yakalanır ve Hibukuro’nun parayı sakladığını söylediği buruna götürülür. Itachi ve adamları buruna geçmek için tekne ararken onlara tek kollu, Shiranui adındaki bir çocuk yaklaşır.

Jukai, savaş meydanında kan revan içindeki Hyakkimaru ile tekrar bir araya gelir ve Hyakkimaru ile iblislerin bağlantılı olduğunu öğrenir. Hyakkimaru, Jukai’den yeni bir protez bacak ister fakat beklenmedik bir şey olur.

Köpek balığı iblis kükrer ve bağlı olan ve hareket edemeyen Dororo’ya saldırır. Bu esnada Tahomaru tarafından komuta edilen bir grup asker buruna yaklaşmaktadır.

Hyakkimaru’nun kırılan kırıcını onarmak için Dororo ve Hyakkimaru Munetsuna adında bir kılıç ustasının yaşadığı bir köye gider. Munetsuna’nın evinde vardıklarında onları ustanın kızı Okowa karşılar.

Dororo ve Hyakkimaru, bir iblisi aramak için dağ yolunda ilerlerken Zar Lekeli Saburota adındaki genç bir adamla karşılaşırlar. O da iblis avladığını söyler ve iblisi öldürmek için birlikte yola çıkarlar.

Daigo Kagemitsu, komşu ülke Asakura'ya karşı savaşa hazırlanmaya devam etmektedir. Hyakkimaru'nunülkeye yaklaşmasıyla birlikte, Kagemitsu, Tahomaru'yu ondan kurtulmaya gönderir.

Nui Hanım, Dororo'nun Daigo'nun kalesindeki hücresinin önünde belirir. Bu esnada Hyakkimaru da hem bedenini hem de Dororo'yu geri alabilmek için kaleye yaklaşmaktadır. Hyakkimaru'nun arkasında ise iblise dönüşmüş olan Midoror vardır.

Hyakkimaru, iblislerin gücüyle ele geçirilen Tahomaru, Mutsu ve Hyogo ile yüzleşir. Dororo, Nui Hanım ve Biwamaru, Daigo'nun geleceğini belirleyecek amansız savaşa şahitlik edecekleri yere gelirler.

Daigo'nun kalesi alevler içindedir. Ateşlerin içinde, iki kardeş kaderin ellerine teslim olmuşlardır. Dororo, Jukai ve Lady Nui de kaleye yol alırken her biri kendi kalplerinden geçenlerin ağırlığının altında ezilmektedir. Susturulmuş bir çığlıkla başlayan bir hayat için kaderin yolu ne olacaktır?